Güncel
Erbil’in bağımsızlığı, içselleştirilmiş Kürt milliyetçiliği ve Türkiye
Barzani ile iyi ilişkilere sahip olan Türkiye’nin tüm IKBY unsurlarıyla arasının iyi olduğu söylenemez. Zaten Barzani’nin bağımsızlık için bu kadar bastırması, içeride yaşadığı siyasi krizlerle ve güç kaybıyla doğrudan bağlantılı. İran’ın vekili Goran hareketi ve PKK’nın IKBY’deki etkinliği arttı ve KYB ile ittifak kurduklarında Barzani’nin koltuğunu sallar pozisyona geldiler. Bağımsızlık sonrası Barzani’nin olmadığı bir senaryoda ki bu yadsınmamalı Türkiye’nin hareket alanı oldukça kısıtlanacaktır
Ufuk UlutaÅŸ - AkÅŸam
IKBY’nin Barzani önderliÄŸindeki bağımsızlık arayışının Türkiye’de tartışılma biçimi oldukça sorunlu. Bunun ana sebebi ise tartışmanın iki cenahın bilindik ezberleri arasında sıkışmış olmasıdır. Ä°ki cenahın fikirleri birbiriyle zıtlaşıyor; Türkiye ise referandum tarihi yaklaÅŸtıkça Barzani’nin tavsiyeleri kulak ardı etmesinin ardından referandumun açacağı büyük sorunlar sebebiyle söylemini sertleÅŸtiriyor ve tüm opsiyonların masada olduÄŸunu belli ediyor.
Bağımsızlık tartışması makasının bir tarafının merkezinde ulusalcı/MHPli kesim var. Barzani’ye güvenmiyorlar. Bağımsızlığı, Türkiye’nin de etkileneceÄŸi büyük “Kürdistan” projesinin bir parçası olarak görüyorlar. Barzani’nin sırf bu inisiyatifi alması sebebiyle bile cezalandırılması gerektiÄŸini düşünüyorlar. Son 3-4 senede PKK terörünün meÅŸrulaÅŸtırılması için atılan uluslararası adımlar, “Batılı Kürt” imajı üretmek için PR ÅŸirketlerine harcanan milyonlar ve yanı başımızdaki geliÅŸmeler de dikkate alındığında Barzani’nin geç kalmış milliyetçilik gösterisine dönüşen kampanyasına şüpheci yaklaÅŸmak oldukça normal. Yine de Kürtlerin (mesela PKK ve Barzani’nin) siyasi ve sosyolojik olarak aynı çatı altında bir araya gelip gelemeyeceÄŸi; Türkiye’deki Kürtlerin neden bu yapının parçası olmak isteyeceÄŸi; bağımsız Erbil’in Türkiye’ye daha da bağımlı hale gelip gelmeyeceÄŸi; ve IKBY ve Barzani ile duygusal ve güvene dayalı deÄŸil rasyonel bir iliÅŸki kurulup kurulmayacağı gibi cevapsız sorular bu yaklaşımı fazla genelleyici kılıyor. Nihayetinde IKBY’de bir süredir gözle görülür bir Türkiye nüfuzu var, bunun korunmasının ve Iraklı Kürtlerle iyi iliÅŸkilerin normal ÅŸartlar altında Türkiye’ye zararı deÄŸil faydası olur.
Tartışmanın diÄŸer tarafının merkezinde ise ontolojik olarak sorunlu ve/veya aidiyet açısından kafası karışık bir kesim var. Türkiye’nin, Erbil’in bağımsızlığını desteklemesi ve hatta “akıllı” davranıp bu çabaya hamilik yapması gerektiÄŸini düşünüyorlar. Bu kesimin profili daha çeÅŸitli: İçlerinde Barzani’ye angaje Kürtler, deÄŸiÅŸik tonlardaki Kürt milliyetçileri, PKK’ya angaje radikaller, “Kürt milliyetçiliÄŸi” söylemlerinden bir damardan etkilenmiÅŸ Kürt olmayan veya etnik kimliÄŸi ağır basan Kürt “liberaller” ve muhafazakarlar var… Türk milliyetçiliÄŸini sürekli aÅŸağılayan bu kesim, açıktan veya örtülü bir ÅŸekilde ya Kürt milliyetçiliÄŸi yapıyorlar ya da Kürt milliyetçisi bir projeyi destekliyorlar. En büyük tezatları bu. Türkiye’nin bağımsızlık karşıtı pozisyonunu kendi meÅŸreplerine göre “yanlış stratejiden” Kürt düşmanlığına uzanan bir spektrumdaki argümanlarla açıklıyorlar. Bağımsız Erbil’in Türkiye’nin nüfuzu altına girebileceÄŸini hesap edenler var, bağımsızlığın desteklenmesinin Türkiye’nin ahlaki sorumluluÄŸu olduÄŸunu iddia edenler var, Kürtlerin arkasından esen rüzgârın önlenemeyeceÄŸine inananlar var, Türkiye’nin bağımsızlığı kabul etmek zorunda olduÄŸunu düşünenler var.
İçselledikleri ve meÅŸreplerine göre farklı tonlar verdikleri Kürt milliyetçiliklerini veya bu konuda artık gına getiren ezberlerini entelektüel, hakperest ve stratejik argümanlar kılıfında sunuyorlar. Daha önce duçar oldukları PKK sorununun, içerisinde askeri operasyonlar olmayan bir metotla çözülebileceÄŸini iddia etmeye benzer bir hesapsızlıkla (veya hesap budur) Türkiye’ye IKBY bağımsızlığı üzerinden yükleniyorlar. Milliyetçi fanatizm veya naif ezberler bir yana cevap bekleyen soru çok:Bağımsız Erbil ile iliÅŸkimiz Barzani’nin olmadığı bir senaryoda nasıl iÅŸler? Barzani’nin Türkiye için güvenirliliÄŸi sonsuz mudur? Ä°ran’ın, Ä°srail’in, Ä°ngiltere’nin, ABD’nin güçlü bir ÅŸekilde nüfuz ettiÄŸi IKBY, Türkiye’nin nüfuzu altına bırakılır mı? Bağımsız Erbil’le iliÅŸkimiz BaÄŸdat’la iliÅŸkimizi nasıl etkiler? Bağımsız Erbil’in suhuletle ve istikrarsızlık yaratmadan kurulması mümkün mü? Erbil’in Kuzey Suriye’deki PKK yapılanmasına etkisi nasıl olur ve Türkiye’nin PKK ile mücadelesini nasıl etkiler? OrtadoÄŸu’daki en son hangi parçalanma veya milliyetçi proje Türkiye’ye fayda saÄŸladı? Bu arada PKK’nın merkezi neden Kandil?
Bu kesimin anlamak istemediÄŸi ÅŸu: Barzani’nin zihinlere deÄŸil Kürt milliyetçiliÄŸine hitap eden bu giriÅŸimine menfi bakmak, Kürt fobisiyle, bir sopa olarak kullandıkları “Kürt meselesinde eski ayarlara dönmeyle” veya milliyetçi yaklaşımlarla alakalı olmak zorunda deÄŸil. Yukarıdaki sorulara tatminkar cevaplar henüz verilmemiÅŸken Türkiye, stratejik bir tercih olarak bağımsızlığın karşısında durabilir. Yani bağımsızlık meselesi Kürt milliyetçileri ve sempatizanları ile ulusalcı/MHPli cenah arasındaki makasın dışında da tartışılabilir.
Bunun için önce merkeze Türkiye’yi koyuyoruz. Her iki seçeneÄŸin de fırsatlar ve riskler getirdiÄŸini ve IKBY’nin bağımsızlığının sadece Türkiye’nin istemesiyle veya istememesiyle gerçekleÅŸmeyeceÄŸini kabul ediyoruz. Son yıllarda Iraklı Kürtlerle geliÅŸtirdiÄŸimiz iliÅŸkinin stratejik, ekonomik ve sosyolojik önemini teslim ediyoruz. Tartışmayı etnik deÄŸil stratejik temelli yürütmeye çalışıyoruz. Buna göre:
Türkiye’nin Kuzey Irak’ta artan nüfuzunun en temel sebebi bu bölgenin bir süredir istikrar adası olmasıdır. Merkezi hükümetin ve bölge ülkelerinin açıklamalarına bakarsak bağımsızlık ilanı bu istikrarı bozacak çatışmalara sebep olacaktır. Kaldı ki sırf bölünmelerin kendisi bile çatışma üretmektedir. Türkiye çatışma ortamlarında nüfuz kazanan bir ülke deÄŸildir.
Kuzey Irak’ta birçok bölgesel ve küresel aktörün halihazırda nüfuzu var. Bağımsızlık ilanı daha büyük nüfuz mücadelelerine sebep olacak, bu da IKBY içi siyasetini daha sert ve daha kırılgan bir zemine oturtacak. Türkiye’nin bu nüfuz mücadelesi içerisine girmesi kaçınılmaz da olsa risklerin yüksek ve rekabetin oldukça büyük olduÄŸu da bilinmeli. Türkiye’nin bağımsız Erbil’e hamilik yapması teklifi (tıpkı Suriye’de PKK devletine hamilik gibi), Türkiye’yi dolduruÅŸa getirmekten baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.
Barzani ile iyi iliÅŸkilere sahip olan Türkiye’nin tüm IKBY unsurlarıyla arasının iyi olduÄŸu söylenemez. Zaten Barzani’nin bağımsızlık için bu kadar bastırması, içeride yaÅŸadığı siyasi krizlerle ve güç kaybıyla doÄŸrudan baÄŸlantılı. Ä°ran’ın vekili Goran hareketi ve PKK’nın IKBY’deki etkinliÄŸi arttı ve KYB ile ittifak kurduklarında Barzani’nin koltuÄŸunu sallar pozisyona geldiler. Bağımsızlık sonrası Barzani’nin olmadığı bir senaryoda ki bu yadsınmamalı Türkiye’nin hareket alanı oldukça kısıtlanacaktır.
PKK her ne kadar Barzani’nin rakibi olsa da bağımsızlıktan fayda saÄŸlayacaktır. Barzani’nin bu kırılganlıkta PKK ile mücadele etmesini beklemek en basit tabirle naifliktir. PKK Irak’ta yükselen milliyetçi havadan destekle siyasi varlığını artıracak; bunun Suriye’ye yayılması için yerel ve uluslararası çabalarını hızlandıracaktır. Olası çatışma ortamı da PKK için bulunmaz fırsattır. Bunun Türkiye’nin PKK ile mücadelesine olumsuz olarak yansıyacağı açıktır.
Iraklı Kürtlerle olduÄŸu kadar Türkmenler ve Araplarla da iliÅŸkilerimiz önemli. Bağımsızlığa verilecek destek zaten Ä°ran etkisinde olan BaÄŸdat’la iliÅŸkilerimizi koparır. DEAÅž sonrası Irak’ın ÅŸekillenmesindeki (Irak’taki demografik mühendisliÄŸin devam etmesi Türkiye için kriz demektir) manivelamızı kaybettiÄŸimiz gibi önemli bir ticaret ortağını da kaybetmiÅŸ oluruz.
Bu sebepten bu ÅŸartlar altında bağımsızlık Türkiye için faydadan çok zarar getirecektir. Aslında rasyonel düşünebilse Barzani de bağımsızlığın kendisi ve Irak için büyük sorunlara kapı araladığını görecektir. Türkiye bağımsızlığın risklerini “dostane” bir ÅŸekilde IKBY’deki muhataplara anlatırken, tabii ki asli görevi Kürt milliyetçisi bir projeyi hayata geçirmek deÄŸil kendi milli güvenliÄŸini saÄŸlamak olacaktır. Bu esnada bağımsızlık ilan edilsin veya edilmesin Kuzey Irak’taki çıkarlarımızı korumak için her türlü tedbir alınacaktır.
Türkiye’ye raÄŸmen bağımsızlık ilan edilirse- ki bu mümkün- o zaman Kuzey Irak’ın Türkiye’ye bağımlılığına uzun dönemli kurumsal bir çatı koyulmalıdır. Zannettiklerinin aksine bağımsızlık Kuzey Irak’ı daha kırılgan ve dış etkilere açık yapacak. Yani aslında bağımsızlık bağımlılıklarını da artıracak. Yukarıda bahsedilen çıkarların korunması ve özellikle Kuzey Irak’taki PKK tehdidine karşı kalıcı askeri çözümlere olanak saÄŸlayacak giriÅŸimlerin hayata sokulması için bu kırılgan ortamda Türkiye çok aktif çalışmak zorundadır. Her ÅŸeyin ötesinde Iraklı Kürtlerle Türkiye arasında sosyolojik baÄŸ zannedilenden de kuvvetlidir. Her iki senaryoda da iliÅŸkilerin devamının en büyük garantilerinden birisi bu baÄŸ olacaktır.
Henüz yorum yapılmamış.